27 Mart 2008 Perşembe

Beşiktaş Cephesi : BJK-FB maçı ön değerlendirme


YaRiLeTkEn'in görüşü :

Önümüzde her iki taraf için de çok kritik bir derbi maçı var. Liderliği bir hafta önce kaybetmiş Beşiktaş'ın mağlubiyet veya beraberlik alması, zirveden uzaklaşması, belki de şampiyonluk yolunda havlu atması demek. Fenerbahçe de diğer rakiplerinin muhtemel galibiyetleriyle liderliği kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu maç öncesi "Beşiktaş nasıl oynamalı?" sorusuna cevap aramaya çalışalım.

Son ve mağlubiyetle biten maçta Beşiktaş'ın en belirgin zaafı, orta sahadaki mücadele eksikliği olarak gözüktü. Rakibinin o bölgedeki etkin adamlarına yenik düştü. Bunun sebebi mücadele gücü yüksek Cisse, İbrahim Toraman ve Serdar Kurtuluş gibi oyuncularından yoksun olmasıydı. Bu maç öncesi Cisse'nin iyileştiği ve Toraman'ın cezasının bittiği düşünülürse, eksik olunan o bölgede alternatif üretme sıkıntısı azalmış görünüyor. Tabi sakatlıktan çıkan Cisse, oynar mı, oynarsa nasıl bir performans sergiler belirsiz. Cisse oynarsa, nasıl bir sisitemin oyuncusu olacak, Toraman savunma hattına mı dönecek, orta sahada Cisse'ye yardımcı mı olacak belirsiz. Bu soruların cevapları aslında, Beşiktaş'ın kaderini belireyecek. Orta sahası rakibine oranla çok yumuşak görünen Beşiktaş, bu bölgeye acil çözüm üretmeli. Nasıl oynayacağı soru işareti olan Cisse, o bölgede tek bırakılmamalı. 2-3 hafta önce tatminkar oynayan Toraman çift ön liberolu sistemin 2. oyuncusu olabilir veya Tello o bölgede ayağa pas yapabilen yapısı ve soğukkanlılığıyla kullanılabilir. Toraman kadar etkili bir savunma yapamayacaktır ama takımı hücuma daha etkili çıkartabilecektir. Kazanmak zorunda olunan bir maçta Toraman yerine Tello terichi daha anlamlı görünüyor. Sistem çift ön liberoya dönünce sol açıkta form grafiği yükselen Aydın, sağ açıkta yıpratıcı yapısı ve rakibin o bölgedeki etkili elemanlarını meşgul etmek için Holosko, forvet arkasında Delgado ve en uçta Nobre kullanılabilir. Bu sistemle, rakibine benzer bir yapıya dönmüş olacak Beşiktaş. Oynamayı sevdiği, çok tercih ettiği bir sistem değil ama bu maç için gerekli olabilir. Rakibin ayağa paslı, hızlı oyununu bu yolla kırmaktan başka çaresi kalmıyor. Hava toplarında etkili savunma oyuncuları olan rakibine karşı, Nobre'ye atılan uzun toplarla oynamak ve bu oyunla galibiyet beklemek, hayalcilik hatta belki de çaresizlik olur. Alıştığı hücum ağırlıklı oyun sistemini değiştirmesi "maceraya atılmak" gibi görünebilir Ertuğrul Sağlam'ın, ama açıkcası ben kazanmak zorunda olunan bu maçın başka bir yolla alınabileceğini düşünmüyorum. Sanırım bu maç Ertuğrul Hoca'nın nasıl bir "taktisyen" olduğunu, bize bir kez daha değerlendirme fırsatı verecek.

Fenerbahçe'li dostum gibi ben de Beşiktaş'ın dezavantaj ve avantajlarını yazmayı isterim:

Beşiktaş'ın Dezavantajları;
  • Sorunlu ve mücadele gücü düşük orta sahası, böyle bir orta sahayla oynamak zorunda kalan ve üzerlerindeki yükü kaldıramayıp, zaman zaman kritik hatalar yapan bir savunma hattı;
  • Mücadele gücünü yükseltme ihtimali bulunan oyuncuların ya sakat ya da sakatlıktan yeni çıkmış olmaları, sergileyecekleri peformansların öngörülememesi;
  • Sarı kart sınırındaki oyuncuların, Sivas maçını düşünme ve eksik mücadele yanlışına düşme ihitmali;
  • Form grafiği düşüşte olan, takımın gizli beyni Tello;
  • Dengesiz form düzeyi ile Delgado;
  • Rüştü'nün sakatlığının düzelip düzelmeyeceği, maçta oynayıp oynayamayacağı, yetiştiği, Rüştü olduğu takıma karşı duygusal karmaşa içinde olması, Rüştü oynamazsa Hakan'ın zor maçlardaki olumsuz performansı;
  • Takımı olumlu motive ettiği ender görülmüş bir manajer;
  • Son yaşanan Ricardinho olayı;
  • Maçın stress düzeyi, mağlubiyete ve puan kaybına tahammülü olmayan ve bazen rüzgarın ters esmesine sebep olan taraftar;

Beşikaş'ın Avantajları;

  • Hızlı, iyi anlaşan, zorlu savunmaları bile yıpartıp gol bulma yeteneğine sahip formda hücum oyuncuları;
  • Tello ve Delgado gibi ustalar ve Nobre, Toraman gibi hava toplarına hakim oyuncular ile duran toplar;
  • Dengesiz form düzeyi ile Deglado (!) ;
  • Ev sahibi olması;
  • Bazen stres kaynağı olabilse de bu görünümünden son zamanlarda uzaklaşan muhteşem taraftarı;
  • Kendi evindeki zor maçlarda bu sene aldığı başarılı sonuçların getirdiği güven;

Bu maddelere yenileri eklenebilir, ama bunların oyuna ve skora etki edeceğini kesin olarak iddia etmek de pek mümkün değil açıkcası. Oyunun gidişatının, hakemin tavrından, oyuncuların yaklaşımından, olası kartlardan etkilenceğini de unutmamak gerek.

Bu kadar sözden sonra kazanmak için sahaya çıkması gerektiğini düşündüğüm ilk 11'i de yazmam gerek heralde.

-----------Rüştü (Hakan)-----------
Tandoğan Toraman Gökhan Üzülmez
-------------Cisse Tello--------------
Holosko------Delgado----------Aydın
---------------Nobre-----------------

Son olarak umarım tuttuğum takım maçı kazanır diyorum ve skor tahminimi yazıyorum : Beşiktaş 3-2 Fenerbahçe

------------------------------------- o -----------------------------------

baretta1'in görüşü :

Süper Lig 'in ikinci yarısına üstüste aldığı galibiyetler ile oldukça hızlı bir giriş yapan Beşiktaş'ı, fikstürünün en zor iki haftası bekliyor. Cumartesi günü zorlu Fenerbahçe sınavına çıkacaklar, gelecek hafta ise Sivas'a konuk olacaklar. Mücadele gücü yüksek bu iki maçtan en az 4 puanla ayrılmaları şart. Fenerbahçe, kalan 7 haftada lig dışında Chelsea, ligde ise Galatasaray, Trabzonspor, Beşiktaş ve Kayserispor gibi 4 zorlu takımla oynayacak. Düşme hattında bulunan Ankaraspor 'un Fenerbahçe 'yi, Rize 'nin ise Beşiktaş'ı ilerleyen haftalarda zorlayabileceğini ise unutmamak gerekiyor. Galatasaray ise İstanbul BŞB, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Sivasspor ile çok önemli karşılaşmalar oynayacak.

Üç büyük takım içerisinde en avantajlı fikstür Beşiktaş'ın gibi gözüküyor ve eğer şampiyonluk isteniyorsa, bu durum çok iyi değerlendirmeli ve disiplini asla elden bırakmamalılar. Bugüne kadar oynadığı karşılaşmalarda oyun olarak istikrarsız bir görüntü çizse de, üstün fizik gücü, son saniyeye kadar maçı bırakmayan yüksek mücadele azmi ve isteği Beşiktaş'ın en önemli özellikleri olarak göze çarpıyor. Ve her yeni takımın mutlaka geçtiği o "değişim ve takım olabilme" sürecinden geçiyorlar bu sezon, istikrarsızlığı ve kopukluğu buna bağlıyorum ve bunu anlamak için kâhin olmaya da gerek yok, geçen seneki Fenerbahçe'ye bakmak yeterli.

Peki takım olabildiler mi? Ya da aslında, asıl doğru soru şu: Takım oyunu oynayabiliyorlar mı? Ama en merak edileni ise şu: Fenerbahçe maçında takım oyunu oynayabilecekler mi?Rakibi sürekli bunaltan, sırtı kaleye dönük oynayabilen ve top saklayabilen Nobre ve sürati, top tekniği, fırsatçılığı ve son vuruşlardaki becerisi ile ona çok iyi uyum sağlayarak müthiş bir çıkış sergileyen Holosko'nun bulunduğu forvet hattından yana kimsenin bir şüphesi olduğunu düşünmüyorum. Ve hatta, PFDK Bobo'ya 4 maç ceza vererek belki de Beşiktaş'ı şampiyon bile yaptı, Ertuğrul Sağlam'ın kafası en azından 4 hafta temiz kalacak. Sistemin işlemesi için en önemli dişli olan Cisse de bu hafta ön libero olarak, en azından tek devre bile "görevini" yapsa bu süre zarfında iyi bir ofansif Beşiktaş izleyeceğiz inancındayım. Ama Beşiktaş gol yer. Bu maçta da mutlaka yiyecek. Çünkü Gordonve G.Zan gibi iki ağır aynı tip adamla kurulan Beşiktaş defansı asla ikinci toplara basamıyor ve topu da oyuna iyi sokamıyor. Zîra bir takımda organizasyon en geriden başlar. Defanstaki bu harakiriye haftalardır varlığı belli olmayan sağ ve sol bekleri de eklersek durumun vehameti de ortaya çıkıyor: İkinci yarıdaki 10 maçta, 6 'sı ligin dibindeki son 6 takımdan olmak üzere kalelerinde tam 12 gol görmüşler kalelerinde. Ve bu takım şampiyonluğa oynuyor. İnanılır gibi değil. Tablodan da görüldüğü üzere Beşiktaş'taki en büyük sorun defansta organize olamamaları. Birebirde adam eksiltebilen ve araya sızabilen Kezman ile bu savunma zor anlar yaşayabilir. Beşiktaş savunmasında, son 2 haftada gördüğümüz diğer bir olumsuzluk ise inanılmaz gömülü oynamaları. Bu savunma düzeni Fenerbahçe 'nin işine gelir.

Derbi nasıl kazanılır? Veya diğer bir deyişle, Fenerbahçe derbisi nasıl kazanılır?Gönlümüzden geçen cevap aslında "İbrahim Üzülmez oynatılmayarak" olabilir, ama biz taktiksel olarak bakacağız. Her ne kadar Fenerbahçe'ye gol atabilmenin tek yolu çizgiye inip Edu Dracena'ya orta yapabilmek gibi gözükse de aslında daha kolay bir yolu var: Fenerbaçe savunmasının ileri çıkması. Elde Holosko gibi güçlü bir koşucunuz da varsa, Nobre'nin hava hakimiyetini de kullanarak Fenerbahçe savunmasının arasına Holosko'yu kaçırmak gerekiyor. Neyse ki Bobo bu maçta cezalı ve Holosko sağ açık değil forvet oynayacak.. Beşiktaş'ın gol atacağından pek şüphem yok, tabii Tello ve Delgado cephanecilik görevlerini yapabildiği sürece. Bu da ön liberonın performansına bağlı. Yani Beşiktaş'taki kilit nokta önlibero. Her ne kadar maç eksiği olsa ve fizik gücü istenilen seviyede olmasa da, Cisse 'nin bu görevi yapacağını düşünüyorum. Nitekim üzerinde durulması gereken nokta da aslında gol atabilmek değil, kaleyi savunmak olacak. Bunun için de İbrahim Toraman'ın defansta sarkık libero olarak tercih edilmesi şart. İbrahim Üzülmez ve Tello takım savunmasında Gökhan'ın, Ali Tandoğan da U.Boral'ın kulvarını kapatabilirse ve Cisse de gününde olursa Beşiktaş karşılaşmadan galibiyetle ayrılır. Ertuğrul Sağlam yeter ki gömülü savunma oynamasın.

Son söz : Fenerbahçe'nin de Beşiktaş'ın mücadele azmini küçümsememesi gerekiyor. Zira 92:51 'e 3-0 önde de girseler, 93:00 'da 3-3 olmayacağının garantisi yok, tabii Beşiktaş eksik kalmadığı müddetçe.

Hiç yorum yok: