23 Mart 2008 Pazar

Süper Lig 27. Hafta'dan Tespitler...


Maçların oynanma sırasına göre tespitleri yazalım :

Kezman;
Kasımpaşa karşısında, O eskiden hatırladığımız, bildiğimiz,"Gerçek Kezman" gibi oynadı. Paslarıyla, şutlarıyla, adam geçişleriyle Chealsea maçları için iyi sinyaller verdi. Yalnız bu maçta korkunç şanssızdı, böyle iyi oynayıp, bu kadar şanssız her zaman olunmaz heralde. Bir şekilde şansı dönecektir.

Semih;
"Nöbetçi Golcü" lakablı semih golünü attıktan sonra gitti klübeye oturdu. Kendince güzel bir espri yaptı, herkes de olumlu karşıladı. Ben de tebessüm ettim açıkcası. Ama Zico kendisine göndermede bulunuldu diye hissetmiş midir acaba?

Ertuğrul Sağlam;
"Orta sahasında Efe ve Tjikuzu gibi çok sağlam ve oyunu iki yönlü oynayan oyuncuları olan, hücum hattında Necati ve İbrahim Akın gibi hem kat eden hem asist yapabilen hem de skorer yıldızlara sahip İstanbul Büyükşehir Belediyespor takımına karşı nasıl oynanamaz?" diye bir soru sorulsa, heralde, "orta sahada defansif özellikleri daha az olan, ayakları yere pek basamayan, yumuşak adamlarla oynanmaz" derdi herkes. Beşiktaş bu hafta rakibine karşı orta sahada Serdar Özkan ve Delgado ile başladı oyuna ! Serdar Özkan oyun stili ile asla ama asla ön libero oynayamacak bir oyuncu. Delgado da kaptırdığı ve olumsuz kullanabilidği toplar düşünülürse mutlaka arkasında yanlışını düzeltecek birilerine ihtiyaç duyuyor. Bu oyun düzeni ve oyuncu seçimi Ertuğrul Sağlam'ın yanlışıdır, açık. Şimdi maç sonunda bunları söylemek kolay ama Serdar Özkan yerine daha çok ısıran, fizik yönü kuvvetli oyuncu tercihi yapılabilirdi. Serdar Özkan sarı kart sınırında da olunca iyice yumuşak bir oyun sergiledi. Halbuki klübede Mehmet Sedef var. Evet gerçek yeri o mevki değil ama Özkan'dan daha uygun olduğu açık. Onu da geçersek Aydın var. Aydın'ın da mevkisi orası değil ama çok daha koşan ve ayakta kalabilen bir oyuncu Özkan'a göre. Tercih Aydın da olabilirdi. Bundan öte, birebir oyuncu değişimi tercihi yerine sistemin değiştirlmesi, iki ön libero tek forvete dönülmesi belki daha fazla fayda sağlayabilirdi. Olan oldu tabi ama bu yanlıştan ders almıştır Ertuğrul Sağlam, hala hiçbirşey için geç değil.

Bu arada, bu yanlışı isteyerek yapmadı Ertuğrul Sağlam şüphesiz. Cisse sakatlanınca, Serdar Kurtuluş aylardır bir türlü iyileşemeyince, İbrahim Toraman da kart cezalısı olunca çözümü Serdar Özkan'da gördü Hoca. Koray da Holosko karşılığında verilmişti. Ertuğrul Hoca'nın bu oyuncunun gönderilmesinden yana olmadığını tahmin edebiliyorum ama Vestel Manisaspor'un o zamanki teknik direktörünün bu transfer için Koray şartı koştuğunu ve Erutğrul Sağlam'ın, elinde Kurtuluş, Torman gibi alternatifler olduğunu düşünerek, Holosko tercihini yaptığını düşünüyorum. Bu hafta, olmayacağını tahmin ettiği, hatta korktuğu şey oldu diyebiliriz.

Suleymanou;
Bu cengaver kaleciyi maçın başından beri öve öve bitiremedim. Haftalardır da dikkat ediyorum, dengeli çıkışları, iyi pozisyon alışı, sağlam refleksleri ile kalesinde güven veriyordu. Gelin görün ki heralde nazarım değmiş olacak, çok şanssız bir gol yedi. Zamanlama hatasıyla çıktığı hava topu arkasına doğru yönelince, topa ancak şöyle bir dokunabildi. Top da kale üst direğinin üstünü şöyle bir yalayıp Servet'in önüne düştü. Bir ufak hata, iyi geçen koca bir maçı böyle unutturabiliyor. Zira insanlar Suleymanou'nun kurtarışlarından çok, yaşadığı talihsizliği konuşuyor olacaklar.

1 yorum:

dinazor dedi ki...

Suleymanou;
Kimi takım karşısında 106 dk kaplan, panter ve kesilir, kimi takım karşısında 88 dk da bir şansızlık !! yaşar. Hani gol'e Adnan Polat bile inanamamış olsa var bir bit yeniği diyeceğim ama? Neyse kaderin cilvesi diyelim fazla uzatmayalım.