12 Mart 2008 Çarşamba
"Great Save by Mancini"
FIFA99, EA Sports'un her sene güncellenen ünlü FIFA serisinin en önemli oyunlarından biriydi. 20. yüzyılın sonuna yeni yeni yaklaşılan o zamanların teknoloji dünyası içinde, futbol oyunları alanında önemli bir köşe taşı sayılırdı.
Bu oyunda maçları, ünlü İngiliz sunucu -BBC'nin sesi- John Motson'un anlatımı ve 80'lerin ünlü İngiliz futbolcularından Chris Waddle ile, yine 80'ler Liverpool'unun ve İrlanda milli takımının savunma oyuncularından Mark Lawrenson'ın yorumları ile takip ederdik.
Ederdik ama, bu anlatım içinde bir detay dikkatimizi çekmiş, oyunun içinde oyundan ayrı bir eğlence vesilesi haline gelmiş, FIFA99 keyfimize keyif katmıştı.
Lazio'nun golcüsü Roberto Mancini gol attığında, John Motson "Mancini Scores" demek yerine "Great Save by Mancini" diyordu!
Artık...Mancini adında bir de kaleci vardı da oyun içinde dosyalar mı karışmıştı, böyle bir olay nasıl olabilmişti hala bilmiyoruz, ama her Roberto Mancini golü, bizi olabilecek herhangi başka bir golden nasıl da daha fazla eğlendirirdi, bunu unutamıyoruz :)
İşte o Mancini dün akşam, İtalyan devi Inter'in başında, önündeki Liverpool bulmacasını çözmeye çalışır halde, gittikçe umutsuzlaşan bakışlarıyla Guiseppe Meazza çimlerini süzüyor, takımının geride akılcı bir dizilişle yoğunlaşan Liverpool savunmasının etrafından nasıl dolanabileceğini; bu savunmanın topu Kaptan Gerrard'a ulaştırmasını nasıl engelleyebileceğini; ilk maçtaki 2-0'lık mağlubiyetin altından nasıl kalkabileceğini bulmaya çalışıyordu.
Bunu...aslında buldu da. Fakat hep denir ya, "Teknik direktörün taktiği takımı sadece pozisyona sokar, golü atmaz!" Bunun yanına bir de Rıdvan Hoca'nın ünlü deyişini ekleyin, "Futbol rakiple oynanıyor"...ilk yarının özeti bu işte.
Neden...Inter denedi, ama Liverpool savunması, onların arkadan dolaşmasına çok çok az izin verdi ilk yarıda. Bu, iki takımın da birbiri üzerinde maç öncesinde iyi çalıştığını gösterir. Inter, orta sahada "tık-tık-tık" mekanik-elektronik FIFA99 futbolunu oynadı, bunu başardı, Liverpool bu gidişi izler gibi göründü evet, ama iş bitirici noktaya geldiğinde Liverpool iki dip köşesini öyle bir sıktı ki, bir-iki kere geçebildi Inter hücumcuları oradan, onda da golü bulamadılar.
Liverpool ise topu Kaptan Gerrard'a kazandırmakta fazla güçlük çekmiyor, Gerrard'ın uzun paslarıyla gayet de güzel pozisyonlara giriyordu. Demek ki takım içindeki oyuncuların kişisel özellikleri, takımın taktiğinin belirlenmesinde pekala etkili olabiliyor. Pekala becerikli bir teknik direktör, takımına ve rakibe göre sistem belirleyebiliyor. Benim orta sahamda Kaptan Gerrard varsa, rahat rahat savunmaya konsantre olup işime bakabilirim. Orta sahadan da 50 metrelik "pinpoint" paslarla rakip savunmayı canımın istediği gibi dağıtırım.
Rafa Benitez'i tebrik ediyoruz burada. Kalli ve Zico'ya da göz kırpıyor, Lucescu'ya selam gönderiyoruz.
Neyse, demiş ki Mancini, "İşi ikinci yarıya bırakmamamız lazım" Evet, iyi tespit etmiş, gerekeni de yaptı gibi ama işte, "Maç da rakiple oynanıyor"
Inter başkanı Moratti de demiş ki maçtan önce...
“Eğer taraftarlar benim düşündüğüm gibi olursa, Liverpool'un işi çok zor olacak. Ben takımımıza güveniyorum. Önümüzde 90 dakika süre var ve eğer istersek bu sürede 15 gol bile atarız"
Valla, bu detaycı ve analitik yaklaşımı ile Rafa Benitez'in ve ekibinin maç hazırlığını izleyen bir Liverpool yetkilisinden de ben pekala şu açıklamayı bekleyebilirdim:
"Tamam, biz de o zaman 16 gol atarız"
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder