8 Mart 2008 Cumartesi

Taktiksel Açı: Bobo 'ya sağlık, Tello'ya şükran!


Futbol kalitesi bakımından oldukça kötü bir maç izledik dün gece. İki takım da kollektif futbolun özelliklerini sergileyemediler ve izleyenleri tatmin etmediler.

Mesut Bakkal 'ın futbol felsefesi, Beşiktaş 'ın yumuşak karnı olan topu oyuna sokma özelliğinden yoksun savunmasını hataya zorlamak üzerine kurulmuştu. Isaac 'ın geriden top almasını sağlayarak savunmayı bir kişi eksiltmesi ve kenar adamlarının da içeriye zorlaması Beşiktaş 'a zaman zaman zor anlar yaşattı. Sol kanattaki İbrahim Üzülmez ve Baki Mercimek'in pas hataları da Gençlerbirliği 'nin zaman zaman etkili ataklar geliştirmesine kolaylık sağladı.

Beşiktaş 'taki en büyük sorun ise forvet ile savunma arasındaki ciddi kopukluktu. Cisse 'nin yokluğunda ön liberoda başarılı bir şekilde görev yapan İbrahim Toraman her topa basarak ortadan gelen rakip atakları kesmeye çalıştı ve bunda da başarılı oldu. Ancak hem topu oyuna iyi sokamaması hem de Delgado 'nun formsuzluğu yüzünden sürekli ortasahada yanlız kaldı ve bu nedenle Beşiktaş bir türlü organize olamadı.

İlk yarıdaki kısır oyundan sonra ikinci yarıya Beşiktaş daha kontrollü başladı ancak
takım savunmasında ve hücumda organize olamama sorunu devam etti. Tello'nun kullandığı frikikte Toraman 'ın topu ağlara göndermesi ile skor avantajını da yakalamalarına rağmen maçı rölantiye aldılar ve oyunu daha da geride kabul ettiler. Gençlerbirliği ise yine bir defans hatası ve Toraman 'ın Baki'den dönen topta görev yerinde olmaması ve topa basmaması nedeni ile beraberliği yakalayarak bu ciddiyetsizliği affetmedi. Skor eşitlendikten sonra da Beşiktaş toparlanamadı ve savunmadaki yüksek pas hataları ile ikinci golü de az kalsın kalesinde görecekti.

Tello-İbrahim Toraman-Serdar Özkan 'dan oluşan 3'lü ortasaha bloğunun kopuk kopuk oynaması ve Delgado 'nun gününde olmaması sebebiyle Beşiktaş hücumda sürekli sorun yaşadı. Oyun sistemi gereği Holosko'nun adam eksiltmek ve top taşımak amacıyla sürekli sağ veya sol çizgiye inmesi ile Nobre forvet hattında yanlız kaldı ve Delgado-Nobre duvar pası girişimleri de olmayınca Beşiktaş rakip kalede tehlikeli pozisyon üretkenliği sağlayamadı. Tello'nun attığı paslar da Beşiktaş forvetlerini pozisyona sokmakta başarılı olamadı.


Maçın hakeminin tartışmalı devam kararından sonra oyun disiplininden tamamen kopan Beşiktaş 'ı, uzun bir sakatlıktan sonra takıma dönen ve oyuna sonradan giren Bobo, attığı son saniye golü ile kurtardı. İki golün de hazırlayıcısı olan ve duran topları ustaca kullanan Tello'ya Beşiktaş 'ın özel olarak teşekkür etmesi gerekiyor.

Ertuğrul Sağlam'ın futbol felsefesini ise anlamak mümkün değil. Bobo gibi hava hakimiyeti ve fiziği güçlü bir oyuncuyu oyuna alırken Nobre-Bobo ikilisine çizgiye inerek orta yapabilecek en etkili oyuncu olan Serdar Özkan 'ı çıkartıyor, Tello 'yu ise göbekte çakılı bırakarak orta yapma özelliği olmayan İbrahim Üzülmez'i sol kanat bindirmesinde kullanmaya çalışıyor. Bütün bir maçı tek oyuncu değişikliği ile bitirmesi ise dikkat çekiciydi.

Beşiktaş 'ın en büyük sorunu takım halinde defans ve hücumu aynı anda yapamaması olarak gözüküyor ve Ertuğrul Sağlam'ın gerek oyuncu seçimleri gerekse taktiksel çalışmalarla bu sorunu kesinlikle çözmesi gerekiyor. Şampiyonluğa oynayan bir takım bu kadar kötü bir futbol ortaya koymamalı ve galibiyet için son saniye gollerini beklememeli.

Hiç yorum yok: