16 Eylül 2009 Çarşamba

Beşiktaş - Manchester United

Once kadrodaki garipliklerden bahsetmem gerekiyor: Sahadaki 11 'de sag bek Ibrahim Kas, sol bek Ibrahim Uzulmez, sag bekte olmasi gereken Ekrem Dag on liberoda; orta sahada Tello yok, forvette Bobo yok. Medyamizin "kurt hoca" diye soze girdigi ve fakat kurtlugu kendinden mechul Mustafa Denizli futbola hakaret etti bu aksam, stoperden sag bek, acik kanat oyuncusundan on libero yaratmaya calisarak, birebirde etkili ve adam gecebilen Bobo'yu ve hem dikine oynayabilen hem oyun kurabilen ofansif Tello 'yu kenarda oturtarak.

Savunma hattinda Ibrahim Uzulmez neredeyse her pozisyonda gecildi ve acik alanda driplingle uzerine gelen her rakip de birebir yakin markajda etkili olan Ibrahim Kas'in belini kirdi. Yenilen golde Ibrahim Kas 'in kirilan belinin sucu cok buyuktu nitekim, Servet Cetin beli kirildiktan sonra nasil toparlanamiyorsa Ibrahim Kas da ayni durumdaydi, rakibini dondurmustu. Besiktas 'in ciliz hucumlarinda ise gozlerim, Ulusal takimdan aliskanlik olsa gerek, surekli Gokhan Gonul 'un driplinglerini aradi sag kanatta. Zira yapilan hicbir hucum girisiminde Ibrahim Kas bindirme yapmadi, ustelik de sag kanat bombos ve buyuk bir huzunle kendisini cagirmasina ragmen. Ibrahim Uzulmez ise dripling ve bindirme konusunda inanilmaz basariliydi, ama topsuz alanda. Yaptigi bindirmelerde topu ceza sahasina hic gonderemedi. Arta kalan zamanlarda ayagina aldigi butun toplari ise, yasliligin verdigi unutkanliktan olacak, sanki takim skor avantajina sahipmis gibi geri pasla degerlendirdi veya Sergen Yalcin agziyla ifade etmek gerekirse "oldurdu". Gokhan Zan 'dan tek farki takim ofsayt taktigi yaparken adam markajina girismemesi ve Italyan olmasi olan Ferrari ile geldigi gunden beri oynadigi oyunla takdirimi kazanmis Sivok birkac pozisyon disinda gorevlerini yerine getirerek Ibrahim Kas 'in kirilan belini ve Ibrahim Uzulmez 'in gecilen kanadini guzel bir sekilde toparladilar.

Yanlis oyuncu secimleriyle maca baslayan "kurt" hoca Denizli, ilerleyen dakikalarda yaptigi oyuncu degisiklikleri ile de adeta "ben ders almam ders veririm, herseyin en iyisini ben bilirim" modundaydi: Sahanin en iyisi Serdar Ozkan oyundan aliniyor, onliberoda son iki mactir kepaze olan Ekrem Dag 'in sol kanada alinma beklentisi bosa cikiyor ve bunun da ustune, diri rakip karsisinda en son oyuna sokulacak ve sadece Antalyaspor, Kasimpasaspor, Yimpas Yozgatspor, Mersin Idmanyurdu gibi takimlarin defans oyuncularina calim atabilecek, kosamayan Yusuf Simsek ustelik de sol kanada aliniyordu. Yoksa Mustafa Denizli, Darkhardware hali saha maclarini gizlice izleyip de patenti bizde olan "cakili kanat" kavramini bizim takimlardan apartarak modern futbola mi hediye etmek istemisti? Biz bunu dusunurken Yusuf tum paslarini rakibe atip kendisini rezil ediyor, ceza sahasi kenarinda pas verip arkadasina pozisyon yaratacagina rakip savunma oyuncusunu sirtina alarak birkac tur donup kendince calim atiyor ve tribunler de "rakip savunmaciyi calim atarak ezdi lan Yusuf" edasiyla kendisini alkisliyordu anlam veremedigim bir sekilde. Evet, Yusuf rezilleri oynadi.

Tabata da oynamadi sanirim ikinci yari, adini duymadim.

M.United ile degil de Bozuyukspor ile oynadigini zanneden Denizli'nin hayalleri, pardon, taktik plani rakibini ablukaya alip ceza sahasinda yaratacagi karamboller veya yapacagi ortalarla Nobre 'yi pozisyona sokmakti sanirim (Ibrahim Kas ve Ibrahim Uzulmez ceza sahasini ortalariyla nasil perisan edeceklerse artik). Sonra bunun boyle olamayacagini, Nobre 'nin oynamasindaki asil nedenin ileride yapacagi baskiyla rakip defansi ileri cikartmamasi oldugun dusundum. Ancak bu nasil olabilirdi, zira mac Inonu'deydi ve deplasmana gelen takim M.United, puan almasi gereken taraf Besiktas 'ti. Bu durumda hem kaleye sirti donuk durabilen, hem dripling yapabilen, bitirici ve adam eksiltebilen Bobo 'nun sahada olmasi gerekiyordu, ancak o da kenarda idi. Tello 'nun kenarda oturtulmasini anlayabiliyorum, zira rakibin yorulmasini bekledi Denizli. Anlayamadigim, Tello 'nun sonradan oyuna girmesini anlamsizlastiran ise, Bobo ve Tello 'nun ayni anda oyuna girmemesi idi. Tello sabaha kadar oyun kurup dikine gitse sonuc alamazdi Besiktas, zira atacagi toplari takip edip toplayacak, duvar yapacak ve geriye pas verecek teknigi ust duzeyde bir forvet yoktu sahada.

Bu arada, tum bunlar olurken de Ekrem Dag hala on libero oynamaya devam ediyordu...maci da o mevkide tamamladi zaten.

Besiktas 'ta gectigimiz yildan bu yana yasanan organizasyon eksikligi hicbir duzelme olmadan devam ediyor. Hucum ederken ne bir ucgen kurma, ne verkac, ne duvar pasi, hicbir organizasyon yok. Organize ataktan eser yok. Pozisyonlar Serdar Ozkan, Holosko, Tabata v.b. gibi birkac oyuncunun oyun becerisine ve kisisel insiyatifine kalmis ama zaten kisisel becerisini sergileyen oyuncular da 60. dakikalarda oyundan aliniyor. Benim bu sezon izledigim tek organize hucum sekli, son iki haftadir yapilan tek organizasyon; Yusuf 'un sol kanatta oynatilmasi, Yusuf ayaginda top tutup zaman kazandirirken bu sure zarfinda sol bekin de dripling ile ileriye cikmasi ve cizgiye inmesi. Ama sene 1992 degil ve futbol artik modern, fazlasi lazim.

Macin uzuntusu: Besiktas M.United 'i boylesine rezil bir durumda, boylesine dusuk tempoyla, boylesine rolanti bir oyun anlayisi ile zor bulur bir daha. Mustafa Denizli 'nin fantezileri Besiktas 'a pahaliya patladi yine. Takim gol atamiyor Mustafa hocam, mac izlerken ugur olsun diye yapilan koltuk degistirme olayi gibi oyuncularin yerlerini degistirmeyi birak, idmanlarda hucum ve taktik calistir, ugurun tutmuyor.

Karsilasmayi anlatan spikerle de biz farkli maclari izledik sanirim. Besiktas 'in M.United karsisinda firtina gibi estiginden fakat sanssiz bir sekilde yenildiginden bahsediyordu. Ayni spiker, gol olmadan once harcanan net bir atakta (su Ferrari 'nin "topa giriyorum" diye Hakan Arikan 'a dalip ambele ettigi ve fakat M.United 'li oyuncunun topu bos kaleye gonderemedigi pozisyon) dizlerine vuran Ferguson icin "Ferguson 'u hic boyle gormemistim sayin seyirciler, dizlerini dovuyor adam caresizlikten" demisti. Gozlerimi kapatip maci spikerden dinledigimde; organize olan, Manchester United 'a oynama sansi vermeyip oyunu domine eden takim Besiktas idi. Peki ya gozlerimi actigimda sahada gordugum beyaz formali takim kimdi o zaman?

10 Eylül 2009 Perşembe

Takım > 11 Oyuncu

Şimdi şunu net olarak söyleyelim; Türkiye, Bosna Hersek karşısında futbol oynamadı.

Yılın sözünü, NTVSpor'da Rıdvan Dilmen söyledi:

"Kadromuz organize hücum yapmaya müsait bir kadro değil"

!

Fatih Terim'i eleştirmemek için, "Kadromuz organize hücum yapmaya müsait bir kadro değil" dedi adam.
Nasıl yani?
"Kadromuz futbol oynamaya müsait bir kadro değil" diyorsun..!
Teşekkürler Rıdvan Hocam.

* * *

...ve teşekkürler Fatih Hocam. Bir Türkiye milli takımını, Bosna Hersek karşısında futbol oynayacak hale getiremediniz.

Güçlü takım, ne istediğini ve o istediği şeyi nasıl alacağını bilen takımdır. Bu halinizle Bosna Hersek'i yenseniz ne olur yenmeseniz ne olur.

2 Eylül 2009 Çarşamba

0.6

2 Eylül 2009 tarihi itibarıyla, Beşiktaş, oynadığı 5 resmi maçta 3 gol atmış vaziyette.

Sercan Bursa'da kaldı


...belki iyi de yaptı.

Galatasaray 5 milyon+Oyuncu, Fenerbahçe de 8 milyon+Oyuncu'ya kadar çıkarmıştı tekliflerini.

Son gün Beşiktaş devreye girip "Dağılın 20 milyon veriyorum" diyecek diye ödümüz patlamıştı.

1 Eylül 2009 Salı

"Burası Donbass Bur'dan Çıkış Yok"


Shakhtar Donetsk, yeni stadyumunun inşaatını bitirdi ve açılışını yaptı.

Bunu herkesin bilmesi ve aklının bir köşesine yazması lazım.

Bu işi çok doğru bir zamanda bitirdiler.

(stadyumun resmi sitesine bağlantı, başlıkta)

30 Ağustos 2009 Pazar

Transferde gerçek / ilüzyon

Hep Milliyet'ten gidiyoruz ama, Milliyet'te gördüğüm bir haber metni üzerinden genel bir soru sormak istiyorum...

"...
Son dakika bekleyişi
Bu sezon yabancı oyuncu transferi konusunu önceden halleden, sezon başında da Mehmet Topuz ile Özer’i kadrosuna katarak takımı güçlendiren Fenerbahçe Yönetimi, Sercan Yıldırım konusunda da ısrarını sürdürüyor.
..."

"yabancı oyuncu transferi konusu" nedir?

Yabancı oyuncu transferi diye bir konu mu vardır, yoksa konu iyi ve gerekli oyuncu transferi midir?

Bu yazıda bu sorunun cevabını arama niyetinde değilim ama, yıllardır kafamı kurcalayan bir noktaydı, bu haber vesilesiyle bir kayıt düşeyim dedim.

28 Ağustos 2009 Cuma

portakal...

Süper Kupa Finali
dakika 37
Barcelona: 241 pas
S.Donetsk: 76 pas

Çevir...

Kompleksli miyiz abi biz Avrupa'ya karşı?

UEFA Avrupa Ligi grup kuraları çekildi. rakiplerimizle ilgili yorumlar her yerde, daha uzun uzun onları okur, onunla ilgili konuşuruz. Ama şunu şuraya yazmazsak unutulup gidecek yazık olacak.

UEFA; kura çekimi için 3 konuk belirlemiş. Biri, "büyükelçi" pozisyonunda, geçen sene Can Bartu'nun yaptığı işi yapan, Alman Uwe Seeler.
Diğer ikisi, UEFA Kupası'nın son golünü atan Shaktar Donetskli Jadson ile ilk golünü atan Fenerbahçeli Yaşar Mumcu.

Jadson ve Mumcu, sıraları geldiği zaman çıkıp ufak birer konuşma yaptılar ve kürelerin başına geçip kura çekimine yardım ettiler.
Konuşmalarında ise tabi ki tercümanlardan faydalanıldı.
Buraya kadar her şey çok güzel.

Yaşar Mumcu, konuşmasını bitirirken "Tüm katılımcı takımlara başarılar diliyorum, özellikle de Türk takımlarına başarı diliyorum" dedi.
Tercümanımız, "Türk takımlarına başarı diliyorum" kısmını çevirmedi!

Neden çevirmiyorsun kardeşim?!

Başarı dileyemez miyim ben Türk takımına? Ayıp mı?

Uwe Seeler göğsünü gere gere "Kendi takımım kazansın kupayı" derken, ben kendi takımıma başarı dileyemiyor muyum?

Dilerim arkadaş!

Buradan tüm Avrupa futbol camiasına sesleniyorum:

Türk takımlarına başarılar!

25 Ağustos 2009 Salı

Telekulak Skandalı

Galatasaraylı Elano'nun telefonları dinleniyor.
Milliyet gazetesinden aynen aktaralım...

* * *

Elano'dan ilginç telefon konuşması

Galatasaray, Kayserispor karşısında golleriyle yine adından bahsettirirken, ikinci yarıda Keita’nın yerine oyuna giren Elano, 121 kilometre hızla attığı şutun gol olması sonrası gündeme oturdu.

Sarı kırmızılı forma altında ilk kez golle tanışan ve çocuklar gibi sevinen Brezilyalı oyuncu evine eşi ve kızıyla mutlu gitti, telefonla ilk aradığı kişi Brezilya Milli Takmı Teknik Direktörü Dunga oldu.


Kaseti yollayacağım

“Hocam yeni takımımda ilk golümü attım” diyerek sözlerine başlayan yıldız oyuncu, şunları söyledi: “Sizin tavsiyenize uydum. Git dediğiniz takıma gittim. Söylediğiniz gibi Galatasaray her yönünle güzel bir kulüp. Burada en önemli olan gol. Golden sonra beni sevdiler mi, dövdüler mi anlayamadım. Yakında kaseti bulup göndereceğim. Benimle gurur duyacağınızı biliyorum. Hocam artık Arjantin maçına hazırım.”

Doğru dürüst bir seçim yaptım

Futbol hayatının en güzel günlerini Galatasaray’da geçireceğini tahmin ettiğini sözlerine ekleyen Elano sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sizin sayenizde doğru dürüst bir seçim yaptım. Bu daha başlangıç oldu. Haftalar geçtikçe daha iyi bir Elano’yu taraftarlarımıza izlettireceğim. Burada göstereceğim performans milli takımımıza da olumlu yansıyacaktır. Sanıyorum hocamız Rijkaard, Tallinn maçında bana ilk 11 forma verecek.”

* * *

0-12 Yaş için Haber Bülteni'ni izlediniz.

16 Ağustos 2009 Pazar

kızlar çok güzel de formaları göremiyoruz

Velez Sarsfield formaları tanıtmış.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

bir güzel adam.


Güle güle Vedat Abi.

Sabah kalktım aldım haberini.
Hiç konuşmadım, haberleri dinlemedim, sesszice, Galatasaray - Tobol maçına bilet almaya gidiyorum şimdi.

Devam ediyor işte hayat, sahada, tribünde, her yerde.

Güle güle.

21 Haziran 2009 Pazar