27 Nisan 2008 Pazar

Galatasaray - Fenerbahçe


Bütün sezonun gelip kilitlendiği 90 dakika oynanacak saat 19:00'da. Günlerdir ülke her şeyi bıraktı, derbiyi konuşuyor. Okulda, iş yerinde, kahvede, otobüste, forumlarda tek konu bu maç oldu. Puan durumuna bakınca olması da doğal. Çünkü kazanan muhtemelen şampiyon olacak.



Uzun yıllardır böyle güzel bir puan durumu hatırlamıyorum. Sivas'ın bu konudaki katkısını es geçmeyelim, onunla ilgili güzel bir yazıyı da sezon sonu için baretta'ya paslayalım.

İlk maçı 2-0 Fenerbahçe kazanmıştı. Yani ikili averajda üstün. Berabere kalmak dahi Fenerbahçe'nin işine yarıyor. Kazanırsa Galatasaraylılar da şampiyonluğunu kutlar Fenerlilerin. Çünkü kalan 2 maçından 1'ini alması yetecek bu durumda.

Fenerbahçe - Gençlerbirliği
Trabzonspor - Fenerbahçe

Galatasaray ise kazandığı takdirde işi hala bitmemiş olacak. Çünkü önünde zorlu iki maç olacak. Eğer Galatasaray ikili averajda üstünlük sağlayacak şekilde kazanırsa ona da kalan 2 maçtan 3 puan yetecek.

Sivasspor - Galatasaray

Galatasaray - G. Oftaş


Yavaş yavaş maça girersek, Galatasaray'ın ne oynayacağını az çok tahmin ediyorum. Bu sene Fenerbahçe'nin güzel futbolunu bozan takımlara baktığımız zaman (Chelsea, Galatasaray) anahtar hamleleri aynıydı: ön liberodan başlayarak yoğun pres. Tek rahat bıraktıkları adamlar Edu-Lugano ikilisiydi. Diğer bütün oyuncular sürekli baskı yiyordu ve rahat pas alışverişi yapamıyordu. Fenerbahçe'nin de oyunu yavaş tempoda bol pasa, kurulu set hücumuna bağlı. Stoperler pas verecek oyuncu bulamayınca forvete şişirmekten başka bir şey yapamaz olmuşlardı, ki ilerde Koller, Carew, Drogba, Hakan Şükür gibi bir oyuncunuz olmadıkça bu şişirmeler, %90 top kaybı demek oluyor.


Haliyle Galatasaray'ın genç orta sahasından yoğun bir baskı bekliyorum. Bu anlamda Lincoln'ün sakatlanmış olması bir avantaj bile sayılabilir sarı kırmızılılar için. Mehmet Topal, yine Alex'i çok zorlayacaktır. Ki kendisini Euro 2008'de de göreceğiz muhtemelen. Aurelio'nun bir alternatifinin olması çok iyi oldu. Hüseyin Çimşir'e bel bağlamak zorunda kalmayacağız.

Muhtemelen yine tek forvetli dizilimle sahaya çıkacak Galatasaray. Ortada yoğun bir baskı yapacaklarından, Fenerbahçe'nin oyunu sağlam bir şekilde kanatlara yayması gerekiyor. Yine Uğur Boral ve Gökhan Gönül kilit isimler. Özellikle Sabri ve Arda gibi isimlerin kanatlarda olduğunu düşünürsek, bu bölgelerde hazine bulabilir deplasman takımı.

Fenerbahçe forvette Kezman'la başlayacak muhtemelen. Ön liberoda Maldonado'yu tercih etmesi gerekiyor Zico'nun. Çünkü yoğun baskı altında Selçuk çok da güvenilir bir adam değil, pas hatasını pek seven bir futbolcu. Tabii Maldonado'nun da artık defansın içine gömülmekten vazgeçmesi gerekiyor. Çünkü o Edu-Lugano'nun arasına girince takım da otomatikman geriye yaslanıyor, çıkamıyor sahasından. Oyunu ileri taşıyacak isim Maldonado olacaktır burada (oynarsa tabii).

Maçın hakemine gelirsek, maalesef ülkenin tek formda hakemi Fırat Aydınus tarafından yönetilecek yine.


Bu fotoğrafı çeken foto muhabirini de tebrik ediyorum bu arada. Futbol hakeminden, yeni kaset çıkarmış arabeskçi şekli çıkarmış ya, helal olsun. Ne yaratıcı insanlar var spor medyamızda.

Artık yönetim sorunu da bittiğine göre Ali Sami Yen'de kuru bir derbi izleme umutlarıyla yavaştan akşama hazırlığımıza başlayalım.


Galatasaray taraftarından da güzel koreografiler bekliyorum. Marşlar falan hazırlandığına göre sağlam bir hazırlık var.


Hepsinden öte, yukarıda bütün yazılanların da boş olduğunu söyleyelim en sonda. Derbi bu. 99 yıllık rekabet, her Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarına farklı şeyler hissettiren maçlar. Futbolcular da farklı değil. O nedenle bugün sahada konuşulacak her şey. Umarız beklediğimize değer, güzel bir sezon finali yaparız.

Hiç yorum yok: