Futbolda bazı takımlar bazı takımlardan iyidir; daha yetenekli oyuncuları vardır, kadrosu daha geniştir, fiziken daha iyi çalışıyordur, sahada yapacaklarını daha iyi ezberlemiştir, hocası daha beceriklidir vs. vs. vs...
Önce daha iyi olan takımın karşısındakini yenmesi beklenir. Diğer sonuçlara ondan sonra bakılır; gerçekleşirse de sürpriz olarak değerlendirilir.
Fakat maçlarda bazen öyle skorlar oluşur ki, "Tamam rakip iyiydi ama bu kadar da olmaz, burada başka bir şey var" dersiniz. Olayın iyi takım - kötü takım farkını aşmış olduğunu maçı izlememiş olsanız bile anlarsınız zaten. Kaldı ki maçı izleseniz de göreceğiniz şey büyük ihtimalle, mağlup olan takımının 90 dakika boyunca ne yapacağını şaşırmış halde sahada dolanmış olduğu, oyuncuların bırakın sahada doğru pozisyon almayı, çoğu zaman önüne gelen topa bile ayağını uzatamaz halde bulunduğu olacaktır.
Burada işte, maçın skor tabelasını "takım psikolojisi" yazmıştır. Açıktır bu.
Son iki sezonda Türkiye'de yaşadığımız üç olayı hatırlayalım. Üç maçı, ve o maçların hangi olayların ertesine denk geldiğini...
* * *
UEFA Kupası. Galatasaray, Bayer Leverkusen'le Ali Sami Yen'de yaptığı ilk maçı 0-0 berabere bitirmiş. İkinci maçtan önce ligde deplasmanda Konyaspor maçı var. Şubat ayının tam ortası. Konya yolları kapalı. Saha kar altında. Konyaspor maçı ertelensin mi ertelenmesin mi tartışmaları içinde Galatasaray Konya'ya gidiyor. Maç gününe kadar erteleme yapılıp yapılmayacağına karar verilemediği için, prosedür gereği erteleme kararı verme yetkisi Federasyon'dan maçın hakemine geçiyor. Hakem maç günü çıkıp, maçı bir sonraki güne erteleme kararını veriyor. "Vay efendim saha buz kaplı, beton gibi, Galatasaray'ı kırdırdınız, çocukları harcadınız, bu takımı buraya getirttiniz, baştan söyleyecektiniz, şimdi hepsi sakatlanacak" muhabbetleri başlıyor.
Saha zar zor temizleniyor, maç ertesi gün gündüz oynanıyor. Galatasaray maçı kazanıyor, ama Uğur Uçar rakibiyle çarpışıp diz kapağını kırıyor. "Oyuncular sakatlanacak" ezberi var ya; karla buzla hiç alakası olmayan bir pozisyon olmasına rağmen o sakatlık da zemine bağlanıyor çoğu kişi tarafından.
Oyuncular artık iyice, okulu tatil olmayıp servisle yolda kalan ilkokul öğrencisi psikolojisinde.
Bir yönetici çıkıp yönetemiyor bu krizi.
Kalkılıp Almanya'ya gidiliyor. Leverkusen rövanşı.
Sonuç:
Bayer Leverkusen 5 - 1 Galatasaray
* * *
2007/2008 Sezonu. Ligde oynanacak bir Fenerbahçe-Beşiktaş maçı. Bu maçtan 3 gün sonra Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'ın Liverpool'la, 4 gün sonra da Fenerbahçe'nin PSV Eindhoven'la maçları var. Yine bir "Maç ertelensin" muhabbeti başlıyor. "Yahu biz bu muhabbeti 10 sene öncesinde bıraktık sanıyorduk" diyoruz. Sinan Engin bırakmamış işte, kendisi 20 sene öncesinde takılıp kalmış vaziyette olduğu için..."Türk futbolcusu 3 günde bir maçı kaldıramıyor" ona sorarsanız. Ertuğrul Sağlam da ona karşı çıkıp medyayı susturamıyor, gereksiz bir tartışma ortamı içinde Kadıköy'de çıkıyor iki takım sahaya.
Maçın bitmesine yakın Fenerbahçe 2-1 önde. Son saniyede, hakemin önceden faul düdüğü çaldığı bir pozisyonda, oyuncular düdüğü duymadıkları için devam ediyorlar ve Beşiktaş "golü" atıyor. Önceden düdük çalınmış olduğu için gol diye bir şey yok tabi ortada. Fakat olayın adı "Hakem golümüzü vermedi" oluyor; veya şöyle diyelim, Demirören yönetimi kendisine sarılacak "hakem golümüzü vermedi" adında müthiş bir dal buluyor.
Maçtan sonra Sinan Engin başkanla konuştuğunu, bir sonraki lig maçına PAF takımla çıkmaya karar verdiklerini ve ligden çekilmeyi düşündüklerini, yönetim kurulunun toplanıp bu yöndeki kararı belirleyeceğini açıklıyor.
Ertuğrul Sağlam da dirayetli olup takımı bu tartışmaların uzağında tutamıyor.
...ve Beşiktaş futbol takımı için lig bitiyor!
Takım, hocası gelmeyip dersi boş geçtiği için bahçede top oynayan lise öğrencileri havasında uçağa binip gidiyor İngiltere'ye.
Şampiyonlar Ligi'nde Anfield deplasmanı.
Sonuç:
Liverpool 8 - 0 Beşiktaş
* * *
Bu sezon. Beşiktaş ligde İstanbul Büyükşehir Belediye Spor ile oynayacak. Bundan 5 gün sonra da UEFA Kupası'nda Metalist Kharkiv ile İstanbul'da 1-0 kazandığı maçın rövanşında Ukrayna'da karşılaşacak.
Büyükşehir Belediye Spor maçı 1-1 bitiyor. Maçta Beşiktaş'ın 2 tane "gol olduğu iddia edilen" pozisyonu var.
"Hakem golümüzü vermedi" battaniyesi yine örtülüyor Beşiktaş futbol takımının üstüne.
Takımı yöneten adam Ertuğrul Sağlam. Demesi lazım ki "Kalkın yok öyle bir şey. Bugün çalışmak günü bizim için, kalkın!"
Ama olmuyor. Ukrayna soğuk memleket.
Sonuç:
Metalist Kharkiv 4 - 1 Beşiktaş.
Beşiktaş UEFA Kupası'nın dışında!
* * *
Şimdi sanılmasın ki ben bu anlattığım maçlarda bu sonuçların alınmasının sebebi olarak sadece psikolojik gerilimleri görüyorum. Bu tabi ki olamaz.
Ben yalnız diyorum ki, futbolda da hayatta da psikolojinin önemi asla yadsınamaz.