Hayat devam ediyor.
Almanya kadar güçlü değiliz. Elendik. Güzeldi. Tepeye çıkıp tepede yenilmenin nasıl bir duygu olduğunu gördük. Hayatta her şeye yer var.
Milli takımın 2010 Dünya Kupası'na gidememe tehlikesi mevcut. Grup çiçek bahçesi değil, ve ikinci direkt gitmiyor. İspanya'yı geçip birinci olabilecek miyiz?
Mili Takım'ın acilen bir sisteme sahip olması lazım. Yeni birisi gelecekse, federasyonun geniş bir hoca adayı havuzu oluşturması, o hocaların geçmişte çalıştırdığı takımlarda uyguladığı sistemleri, yıllar içindeki gidişatlarını, hatta kişilik yapılarını incelemesi, bizim oyuncu grubumuza uygun bir yapının nasıl kurulacağı konusunda yeni hoca gelmeden bir fikir sahibi olması lazım. Hocayı bunlara göre belirlemesi lazım.
...ve artık ligimizi nasıl geliştiririz, federasyonun buna bakması lazım.
Derdimiz eğlenmek mi, yoksa bu futbol oyunu daha iyi nasıl oynanır, iyi futbol oynamak ne demektir, güçlü takım nedir, bunları öğrenmek mi, buna bir federasyonun önce karar vermesi lazım.
(küçük bir yazıydı. bir not, çok da önemli olmayan birkaç değinmeydi, tepeye bir adım kalmışken düşmenin o üzüntüyle karışık yorgunluğunu vücudunun her noktasında hisseden bir taraftarın klavyesinden çıkan. çok şey söylenebilir yoksa, ama bazen sözler de bitiyor rüyalarla beraber)
26 Haziran 2008 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder