27 Eylül 2008 Cumartesi

Sivasspor


Birçok sporsever Anadolu takımlarının senelik çıkışlarına alıştığından geçen sezon fırtına gibi esen Sivasspor 'un bu sezon enkaz haline geleceğini düşünüyordu aslında. Ancak sezon başladığında geçen yıl kaldıkları yerden devam ettiklerini 5 maçta namağlup 11 puan toplayarak gösterdiler. Cvetkov'un Khazar Lenkoran 'a gitmesi ve Bursasapor'dan Herve Tum 'un kadroya katılması dışında da geçtiğimiz yıldan pek fazla değişiklik yoktu kadrolarında. Sanırım Pini Balili'nin geçen yıl sakatlanması Bülent Hoca'nın canını fena halde sıkmış, bu yüzden tedbirini erkenden almış bu sezon. Haksız da değil, belki geçen yıl Balili sakatlanmasa Sivasspor İntertoto'da değil de Şampiyonlar Ligi 1.turunda elenmiş olacaktı, kim bilebilir.. Cvetkov 'un, Türkiye'nin en hızlı forvetinin yerini dolduramadığı bir gerçekti yanlız.

Balili'nin takıma tekrar dönmesi ve Herve Tum'un transfer edilmesiyle takımın ofansif yönü geçen seneden daha da etkili duruma gelmiş. Mehmet Yıldız da bildiğiniz gibi yine; sanki bu adam 20 sene güreş ve halter çalışmış da çaresizlikten futbolu seçmiş gibi yine inanılmaz güçlüydü. Ama sanırım bu yıl Sivasspor'un hücum organizasyonunu Musa Aydın'dan izleyeceğiz. Mehmet Yıldız ile birlikte takımı hücuma taşıyan çok önemli bir etken kendisi.

Bugün Fenerbahçe'yi alkışlanacak bir oyunla 2-1 yendiler. 3 büyükler yenildiği zaman "takım çok kötüydü" muhabbetlerine zaman zaman anlam vermekte güçlük çekiyorum. Sivas maçı da bu eleştiriyi anlayamadığım maçlardan birisi oldu bugün; etkili hücumları ile Fenerbahçe'ye nefes aldırmadılar dersek yalan söylemiş olmayız sanırım. Zira o kadar etkiliydiler ve öyle çok pozisyon buldular ki, Fenerbahçe 'ye gelmeden daha biz ekran başında neye uğradığımızı şaşırdık maçı izlerken, Önder Turacı'nın yerinde ben koşsam bu kadar yorulmazdım sanırım. Her ne kadar geçtiğimiz yıl sadece frikikten 11 gol atan ve Sivasspor organizasyonunun lideri konumundaki Muhammet Ali Kurtuluş kadroda olmasa da Balili-Mehmet Yıldız-Musa Aydın üçlüsü topu ayaklarına her alışlarında onsekizin üzerinde buldular kendilerini. Bir de Musa Aydın bu işi çok iyi yapıyor hakikaten. Bir gün, hani olur da 3 büyüklerden yer kalır da Lig TV'de Sivas maçına denk gelirseniz, Musa'yı özel olarak izleyin. Bu çocuk geçtiğimiz yıl da çok iyiydi, bu yıl da devam ediyor oynadığı güzel oyuna.

Hücum yönünden zengin olan Sivasspor'un en büyük sıkıntısı defansın göbeğinde oynayan Diallo-Bilica ikilisinin henüz uyum sorununu aşamaması gibi gözüküyor. Kademe yanlışlarının yalancısıyım ben; Alex lâkayıt olmasa Fenerbahçe gol de bulabilirdi nitekim bu yüzden. Alex dedim de, o karşı karşıya kaldığı pozisyonda da cidden nasıl bir lâkayıt vuruştur o arkadaş. Sen Alex'sin, artistlik elbette yapacaksın, ama takımın kötü durumdayken vakit bulduğunu atma vaktidir. Pozisyon israf oldu, hem de mübarek günde.

Bir parantez de Sivasspor kalesi için açmak gerekiyor bu arada. Geçtiğimiz yıl Petkoviç sakatken Akın kalede müthiş işler yapmıştı. Fenerbahçe'nin kornerden Selçuk'la attığı golü gördükten sonra bugün neden onun kalede olmadığını anlamak cidden güç. Pozisyonu izleyenler bana hak vereceklerdir eminim. Petkoviç bu hali ile Rüştü'nün Beşiktaş'taki emeklilik günlerinin hatırlatıyor insana, iyi maçlar çıkartıyor ancak nerede patlayacağı belli değil.

Bir de Hayrettin Yerlikaya var bu takımda. Türkiye 'de Hakan Ünsal'dan sonra sol kanatların nesli tükendiği için daha bir dikkatle ve merakla izliyorum bu mevkiyi. Sivasspor bu problemi Hayrettin ile çözüyor. İyi de oynuyor 81'li bu arkadaş, istikrarlı da, performansı da iyi.. Yanlız gelişim şart tabii, Hayrettin için de öyle. Çünkü Türk futbolunun şu anda en değerli mevkisinde oynuyor..

Geçtiğimiz yıl ligde en keyif veren futbolu oynayan takımdı Sivasspor. Bu sezon da ilk 5 haftada gözlemlediğimiz kadarıyla aynı çizgideler. Dilerim performansları bu şekilde devam eder..

Hiç yorum yok: